An initiative of :




Ege Üniversitesi

Gaziantep Üniversitesi



Food-Info.net> Gıda bileşenleri > Mineraller

Sodyum (Na) / Klor (Cl)

 

Giriş

Tuz (sodyum klorür) yaşam için zorunludur. Vücudun sodyum ve klor konsantrasyonu oldukça önemlidir ve bir çok mekanizma onları kontrol altında tutabilmek için belirli bir plan içerisinde çalışır. Bilim adamları yaşam için çok az miktarda tuzun gerekliliği konusunda birleşseler de sağlıkla ilişkili olarak daha fazla tuzun vücuda girmesi gerekliliği bilim adamları, klinik araştırmacıları ve halk sağlık örgütleri arasında önemli bir tartışma konusudur.

Sodyum ve klor kan plazması da dahil olmak üzere hücrelerin dışında bulunan sıvılarda bulunan başlıca iyonlardır. Böylece bunlar birçok yaşam destek işleminde kritik rol oynamaktadır.

Gıda Kaynakları

Beslenme rejimimizde yer alan sodyum ve klor'un birçoğu tuzlardan gelmektedir. Az miktarda tuzun vücuda girmesi meyve, sebze, ve baklagiller gibi işlenmemiş gıdaların tüketilmesiyle sağlanabilir.

Bitki kaynaklı minerallerin miktarı bitkilerin yetiştirildiği yere göre değişiklik gösterebilir, çünkü yetiştikleri toprakların mineral içeriği coğrafi olarak değişiklik arz eder.

Sodyum içeren bazı önemli gıdalar :

 

Salam
Jambon
Ketçap
Ekmek
Mısır gevreği
Çubuk kraker
Patates cipsi
çorba
Domuz eti
Hot dog

Tavsiye Edilen Günlük Alım Miktarı(RDA)

Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler bu konuyla ilgili genelleme yapmamıştır.

Vücuttaki görevleri

Zar potansiyelinin sağlanması

Sodyum ve klor hücre zarları arasındaki konsantrasyon ve yük farklılığının oluşmasında katkıda bulunan elektrolitlerdir. Potasyum hücre içinde bulunan başlıca pozitif yüklü (katyon) bir iyondur, sodyum ise hücrenin dışındaki sıvıda bulunan bir katyondur. Hücre içindeki potasyum konsantrasyonu hücrenin dış kısmının 30 kat fazlasıyken hücre içindeki sodyum konsantrasyonu dışının 10 kat altındadır. Bu hücre içi ve dışındaki sodyum ve potasyum konsantrasyonu farkı zar potansiyeli diye bilinen elektro kimyasal bir farkın oluşmasına neden olur.

Bir hücrenin zar potansiyeli hücre zarından iyon pompalanması ile sağlanır. Özellikle sodyum, potasyum-ATPase pompalanır. Bu pompalama esnasında sodyumu hücre dışına çıkartıp yerine potasyumu alabilmek için ATP(enerji) kullanılır .Vücudun durağan haldeyken harcadığı enerjinin %20 ile %40'ını bu pompalama aktivitesi için harcanan enerjinin oluşturduğu tahmin edilmektedir. Hücre zar potansiyelinin sıkı kontrolü sinir uyarılarının iletilmesinde, kasların kasılmasında, ve kalbin fonksiyonlarında kritik bir noktadır.

Besleyici öğelerin emilimi ve taşınması

Sodyumun kısa bağırsakta emiliminin klor, amino asitlerin, glikozun ve suyun emiliminde önemli bir rolü vardır. Bu besin öğelerinin böbreklerde kanın süzülmesi esnasında geri emilimlerinde de benzer bir mekanizma söz konusudur. Bir çok besin öğesinin sindirimini ve emilimini sağlayan mide öz suyunun önemli bir bileşeni olan klor burada hidroklorik asit (HCl) şeklinde bulunur.

Kan hacmi ve kan basıncının sağlanması

Sodyum; kan hacmi de dahil olmak üzere hücre dışında bulunan sıvıların hacminin de ana belirleyicisi olduğu için kan hacmini ve kan basıncını düzenleyen bir çok sistem vücuttaki sodyum içeriğini ayarlayarak çalışır. Dolaşım sistemindeki basınç reseptörleri (baroreseptörler) kan basıncında meydana gelen değişimlere karşı hassaslardır ve sinir sistemine ve endekorin salgı bezlerine böbreklerdeki sodyum emilimini düzenleyecek artırıcı veya azaltıcı sinyaller gönderirler. Genellikle sodyumun alı konulması suyun alı konulmasıyla ve sodyum kaybı su kaybıyla sonuçlanır. Renin- angiotensis sistem ve anti-diuretic hormon sodyum miktarını düzenleyerek kan basıncını ve kan hacmini etkileyen iki sistemdir.

Renin angiotensis-aldosterone sistemi

Kan basıncında ve kan hacminde önemli bir azalış(ciddi bir kan kaybı veya su kaybı) gözlendiği taktirde böbrekler tarafından kan dolaşımına renin salgılanır. Renin karaciğer tarafından üretilmiş büyük proteinleri (angiotensinogen) küçük peptitlere (angiotensin l) parçalayabilen bir enzimdir. Angiotensin I angiotensini değiştire bilen enzimler sayesinde daha küçük peptitler olan angiotensin II ye ayrılabilirler. Bu değişimi sağlayan enzimler akciğerlerde, karaciğerde,böbreklerde ve kan damarlarının iç duvarlarının yüzeylerinde bulunurlar. Angiotensin II küçük atardamarların sıkışmasını uyarır ve sonuç olarak kan basıncının artmasına neden olur.

Angiotensis II aynı zamanda adrenal salgı bezleri sayesinde aldosterone sentezini sağlayan etkili bir uyarıcıdır. Aldosterone böbreklerde etkili olan, sodyum geri emilimini ve potasyum salgılanmasını arttıran steroid hormondur. Böbreklerde sodyumun alıkonulması suyun alıkonulmasına neden olur ve bu durum kan basıncının ve kan hacminin artması ile sonuçlanır.

Anti-diuretic hormon (ADH) sistemi

Kan basıncında ve kan hacminde gözlenecek önemli bir düşüş posterior pituitary bezler tarafından ADH salgılanmasını uyarır. ADH hormonu böbreklerden suyun geri emilimini etkiler.

Eksikliği

Sodyum(ve klor) eksikliği genellikle yetersiz beslenmeden kaynaklanmaz. Fakat diureticlerin kullanılması, çok fazla ishal olmak veya kusmak kadar vücuttaki sodyum ve klor oranının azalmasına neden olur. Bu durum kan pH'sının artmasına neden olan metabolik alkalosis ile sonuçlanır.

Metabolik alkalosisin semptomları şunlardır: nefes alıp vermeyi etkiler, idrar pH'sını alkali durumdan asidik duruma getirir, çok fazla potasyum salgılanmasına neden olur. Hypokalemic metabolik alkalosis bir çeşit potasyum yetersizliğidir, bununla birlikte kan ve dokularda pH'nın artmasına neden olur. Bu bozukluk kasların fonksiyonlarını etkiler, nefes almayı güçleştirir, yutkunmayı zorlaştırır ve ölüme neden olabilir.

Toksisite

Çok fazla sodyum klorür alınması, sodyum seviyesinin normale getirilebilmesi için hücrelerden suyun çekilmesine dolayısıyla da hücre dışındaki sıvı miktarının artmasına neden olur. Bununla birlikte su ihtiyacının karşılanması şartıyla fonksiyonel olarak böbrekler daha fazla sodyum atılımını sağlar ve sistemi normale döndürür. Çok fazla tuz alınımı baş dönmesi, kusma, ishal ve karın krampları gibi rahatsızlıklara neden olur. Susuzluk mekanizmasının bozulmasının veya su girişindeki herhangi bir aksaklığın neden olduğu çok fazla su kaybı plazmada anormal derecede yüksek sodyum konsantrasyonuna (hypernatremia) neden olur. Fazla sıvı kaybının olduğu hypernatremia'nın semptomları; sersemlik veya baygınlık, düşük kan basıncı ve idrar da azalma olarak sayılabilir. Ciddi bir hypernatremia; şişkinlik, yüksek tansiyon, hızlı kalp atışı, nefes alıp vermede zorluk, çırpınma, koma ve ölüme neden olabilir.

Hypernatremia nadiren çok fazla tuzun vücuda girmesinden (çok fazla deniz suyunun yutulması veya benzeri) dolayı ortaya çıkabilir. Böbrek yetmezliğinin son basamağında idrarla sodyum atılmasında görülen bazı bozukluklar fazla sıvının vücutta kalmasına dolayısıyla şişkinliğe ve eğer tuz ve su alınımı sınırlanmazsa bazı kalp rahatsızlıklarına neden olabilir.

Düzenleme

Vücudun sodyum ve su içeriği iyi bir koordinasyona sahiptir. Vücut osmolality si vücuttaki su miktarının düzenlenmesi ile kontrol edilir, bu düzen susama ve böbreklerle su atılması ile sağlanır. O smolality düzenlenmesi vücut hacmini idare altına alır. Bundan dolayı eğer herhangi bir nedenden dolayı vücutta çok fazla miktarda sodyum varsa osmolality vücuttaki su miktarının artmasına neden olacak böylece osmolality normale dönecek. Fakat bunun yan etkisi vücut hacminin artması olacaktır. Bununla birlikte vücut hacminde görülecek orta derecedeki bir değişiklik osmolality değişiminin genellikle beyin hücrelerinde olmak üzere hücrelerin fonksiyonlarına vereceği zarardan daha toleranslı olacaktır.

Vücut hacmi vücuttaki sodyum miktarının değiştirilmesiyle düzenlenir. Bu vücut hacminin değişmesiyle doğru osmolality nin sağlanmasında vücuttaki su miktarının tekrar ayarlanması, osmolality düzenleyici mekanizmanın ortaya çıkmasına neden olacaktır. Sodyumun alınması vücut hacminin artmasına kaybı ise vücut hacminin azalmasına neden olur. Vücuttaki sodyum miktarında en çok böbreklerden sodyumun atılması etkilidir,bundan dolayı böbreklerle sodyum atılımı vücut hacminin belirlenmesinde ana faktördür.

Kaynaklar:

Ursel, A. : Natural care – Vitamins & Minerals Handbook. Dorling Kindersley, London, 2001. ISBN 80-89179-01-0

Hollanda Beslenme Merkezi : www.voedingscentrum.nl/

http://dietary-supplements.info.nih.gov/Health_Information/Vitamin_and_Mineral_Supplement_Fact_Sheets.aspx

Images adapted from here .

www.springboard4health.com

ww.learndoctor.com/cgi_bin/ansall.cgi?chapternum=17&questionum=1

www.springboard4health.com/notebook/cat_minerals.html

http://lpi.oregonstate.edu/infocenter/minerals/sodium/index.html

 


Food-Info.net is an initiative of Stichting Food-Info, The Netherlands

Free counters!